Kalem, O Kalemdir-Sinan AYHAN
Vildan
Poyraz Coşkun’un “Bir Yüzü Esmer”
şiir kitabı, Haziran 2022 tarihi itibariyle KDY (Kitapyurdu Doğrudan
Yayıncılık)’tan çıktı. Keyifle okuduğumu söylemeliyim kitabı. Gözlerim ve
kalbim bir seyir halindeydi okurken…
Şiir
okurken şiir keyfiyeti üzerine düşünmek incelikli mesele… Şiir ne demek…
Pindaros’a göre sanki bir orkide inceliği var şiirde. Ahmet Oktay, bir
denemesinde Delueze/Guattari’nin ifadelerini hatırlatır, “dilin içindeki yabancı dildir şiir” diye; uzaklıkları ve
yakınlıklarıyla şiir bir etkinin ülkesi, dilediğin gibi dolaş orada…
Vildan
Poyraz Coşkun’un mısraları ile dolaşırken iklimden iklime duru bir hal içinde
kırılmaz bir etki hissettim nedense. İnsan’ı kalbinden ve derinden yakalayan,
içli ve özenle işlenmiş şiirler… Her bir şiirde, mısrada, kelimede özenli bir
çalışmanın akislerini buluyorsunuz. Billurlaşan, adeta mücevherleşen bir kıvam…
Fransızlar bu işlenmiş hali, “kristalize
olma” ifadesiyle karşılar; bu şiirlerde de bu hal var işte. Girift bir iç
örgüsü olan, kuvvetli duygulara sahip şiirler… Kristalize bir zevk… Şiir zevki…
Şairin
dizelerinde hep bir acı lokma, belki serzeniş… İnsanı ayaklandıran bir hüzün… Ve
her şeye rağmen incelikli bir umut…
“toparlanıyoruz hadi kalkın
aksetmeyecek artık hiçbir şey
bu yırtık perdeden
esmer değil artık gördüklerin
kelebek mutluluğu bu içtiğimiz”
(Sayfa
11, Kelebek Mutluluğu)
Her
şeye aşina bir yabancılık…
“beni rüzgâr mı
yoksa bir rüya mı attı buralara”
(Sayfa
18, Aşk Mavi Bu Şehirde)
İmkânsızı
imkânlı kılan; bir parça olarak kalmayan, insan ile bütünleşen mısralar…
“yırtık
uçurtmalara takarım sesimi”
(Sayfa
20, Bozkırın Ötesinden)
Bir
o kadar mahzun bir hal ve o kadar da serpilip gelişen bir tat…
“anı
solurken
gece güzel bir mey oluyor
bir ışık serpiliyor
kendimi aradığım
suların üzerine”
(Sayfa
21, Ateşin Böcekleri)
Derken
zorlukların ayırdığı vatanda, şair sarhoşluğunu yakalamak, “bir satıra
sığınmak” ve ötesi…
“bundandır
şair olup kaleme sımsıkı sarılışım
çam kokusunda
sarhoş oluşum”
(Sayfa
36, Sarıya İnat)
Kelimeden
azadelik… Nedensizlik… Sensizlik…
“eyül’ü
beklemek niye
in
cin
uykuda”
(Sayfa
69, Aşk’a Çağrı)
Dekor,
bize yapışan ince ve incili dekor hali…
“kirpiklere saplanan
güneşin ipince iğnesi”
(Sayfa
77, Gül Vakitleri)
Acının
yanında yöresinde kıvranmak…
“böyle bilmezdik beyazın aslını”
(Sayfa
77, Gül Vakitleri)
Son
tahlilde bize yapışan şairane gerçeklik…
“işini en iyi yapan kalemim
ben düşünür söylerim
o dinlediğini yazar”
(Sayfa
95, Kelamıkibar)
Söz biter ve şiirin hissi değer her yanımıza şifa diye. Kalem o kalemdir, Allah’ın şaire verdiği…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder